COP30'un ilk haftası geride kaldı, henüz somut kararlar yok; neler konuşuluyor, hedeflere bağlılık sürüyor mu?

📅 17.11.2025 14:23
COP30'un ilk haftası geride kaldı, henüz somut kararlar yok; neler konuşuluyor, hedeflere bağlılık sürüyor mu?

Güncelleme: 17 Kasım 2025 15:05

Brezilya’da düzenlenen BM İklim Konferansı COP30, bir haftayı geride bıraktı. Henüz somut bir adım atılmayan konferansa protestolar damgasını vurdu.

Brezilya’nın Belém kentindeki COP30 olarak adlandırılan yıllık iklim konferansında şu üç soru ön plana çıkıyor: Dünya genelinde emisyonlar nasıl gelişiyor? Kömür, petrol ve gazın geleceği ne olacak? Ormanlarda neler yaşanıyor?

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, açılış konuşmasında devlet ve hükümet başkanlarına hitaben  “İklim değişikliği artık geleceğin bir tehdidi değil, bugünün trajedisidir.” dedi. İnsanlığın iklim değişikliğinin etkilerini 35 yıldan fazladır bildiğini vurgulayan Lula, 2023’te Dubai’de yapılan konferansta ilk kez fosil yakıtlardan çıkılması, ormansızlaşmanın durdurulması ve geri çevrilmesi gereğinin kabul edildiğini hatırlattı. Lula, enerji dönüşümünü ve doğayı koruma çabalarını hızlandırmanın küresel ısınmayı sınırlamak için en etkili yol olduğunu vurguladı.

Ev sahibi Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, açılış konuşmasında fosil yakıtlardan çıkışın nasıl başarılabileceğine dair bir “yol haritası” oluşturulmasını da talep etti ve bununla katılımcılara bir sorumluluk yüklemiş oldu. Kolombiya ve Kenya bu talebe hemen destek verdi. Bu öneriye sıcak baktığını ima eden AB ise geri planda kalmayı tercih etti.

Söz konusu “yol haritası”, Belem’deki müzakerelerin sonunda kömür, petrol ve gaz kullanımının sona ermesi için hemen bir tarih belirlenmesi anlamına gelmiyor. Her yıl iklim endeksi yayınlayan Alman Germanwatch’tan Kerstin Opfer’e göre, katılımcıların iki yıl içinde bir yol haritası sunmayı taahhüt etmesi ancak bir başarı olacak. Germanwatch’ın siyasi direktörü Christoph Bals için böyle bir taahhüt bile “inanması güç bir başarı haberi” olacak. Bals’a göre, eğer bir yol haritası çizilirse bu herşeyden önce fosil yakıtlara bel bağlamaya devam eden ABD’ye, dünyanın geri kalanının bundan vazgeçeceği mesajı vermek anlamına geliyor.

Yol haritası fikri bütün ülkeler tarafından desteklenmiyor. Geleneksel olarak fosil yakıt yanlısı olan ve bu nedenle süreci yavaşlatan Arap ülkeleri buna sıcak bakmıyor. Ayrıca küçük ada devletleri ve Latin Amerikalılar da henüz bir yol haritasına gerek olmadığını savunuyorlar. Asıl sorun, iklim dostu enerjiye geçişi kimin finanse edeceği.

Lula yol haritası önerisini açılışta ortaya atmasaydı, “iklim değişikliğine uyum kriterleri” müzakerelerin tartışmasız en önemli konusu olacaktı. Temel mesele, küresel ısınmaya uyumun nasıl ölçüleceği ve ilerleme ile eksikliklerin nasıl görünür kılınacağı. Ayrıca uyum için gerekli önlemlerinin nasıl uygulanacağı, yani işin finansman boyutu da söz konusu.

AB, kriterlerin belirlenmesi için bir finansman hedefi koymak istemiyor, ancak müzakereler o yöne doğru ilerliyor. Masada, 2035’e kadar yıllık 150 milyar ABD doları finansman önerisi var; bu tutar geçen yıl aynı dönem için vaat edilen iklim finansmanının yarısına denk geliyor. Ancak müzakereciler henüz bir anlaşmaya yapmaya yakın değil. Örneğin Afrika ülkeleri, somut kriterler belirlemek yerine iki yıllık bir çalışma programı kabul edilmesini istiyorlar.

Katılımcılar genel olarak müzakerelerin ilk haftanın heyecan verici gelişmeler olmadan geçtiğini dile getiriyorlar. Sessiz başlayan müzakerelerin ikinci gününden sonra bir grup öğrenci ve yerli aktivist konferans binasının girişine giderek Lula’nın onayladığı Amazon havzasındaki deneme amaçlı petrol sondajlarının durdurulmasını talep ettiler.

Yerli halktan bir başka grup ise perşembe günü ana girişin önünü kapattı ve geçici olarak oluşturulan alternatif girişte uzun kuyruklara yol açtı. Grup, Lula’dan Amazon yağmur ormanlarını tehdit eden altyapı projelerini durdurmasını talep etti. Grup özellikle su yolları ve limanların genişletilmesine karşı çıkıyor ve “bu projeler yaşam biçimimizi yok ediyor çünkü nehri bir soya otoyoluna dönüştürüyor” mesajı veriyor.

BM İklim Şefi Simon Stiell, protestolardan önce Brezilya’daki konferans yönetimine sert bir mektup göndererek daha iyi güvenlik önlemleri talep etmişti. Protestolar sonrasında silahlı askerler konferans alanının çevresinde konuşlandırıldı. Konferans Direktörü Ana Toni ise, “Şükür ki Brezilya insanların çeşitli şekillerde protesto yapabildiği bir demokrasi. Bunu memnuniyetle karşılamalıyız” diyerek bu eylemleri küçümsedi.

Fosil yakıt kullanımından kaynaklanan küresel karbon emisyonları geçen yıla kıyasla az da olsa arttı. 2025’te emisyonların 2024’e göre yüzde 1,1 artarak 38,1 milyar tonla rekor seviyeye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu veriler Global Carbon Project araştırmacıları tarafından açıklandı.

Hindistan artık AB’nin önünde üçüncü en büyük emisyon kaynağı ülke haline geldi. Çin’de emisyonlar yüzde 0,4, ABD’de yüzde 1,9 arttı. Hindistan’daki artış oranı yüzde 1,4. Kendini iklim koruma lideri gören AB’de bile yüzde 0,4 artış yaşandı. Artışa büyük oranda fosil yakıtlar neden oldu. Özellikle doğalgaza bağlı karbon salınımı yüzde 1,3 yükseldi.

Son 10 yılda ekonomisi büyürken karbon emisyonlarını azaltmayı başaran 35 ülke var. Bu ülkeler geçen on yılın fosil kaynaklı emisyonlarının üçte birinden sorumluydu. Bu olumlu gelişmeye rağmen, Paris anlaşması düşünüldüğünde durum endişe verici.

2015’te küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre 2 derecenin “belirgin şekilde altında” kalması, ideal olarak 1,5 derecenin aşılmaması kararlaştırılmıştı. Artık 1,5 derece hedefinin pratikte mümkün olmadığı kabul ediliyor: Mevcut emisyon seviyesi sürerse, 1,5 derece umudu dört yıl içinde tükenmiş olacak. Bugün hedef, en azından 2 derece sınırını korumak ve uzun vadede teknolojiyle sıcaklığı yeniden 1,5 derecenin altına indirebilmek. Ama bunun için emisyonların planlanandan çok daha hızlı düşmesi gerekiyor.

BM Çevre Programı’na göre dünya, 2100 yılına kadar 2,8 derecelik ısınmaya doğru gidiyor. Sorunun merkezinde yine fosil yakıt kullanımı var.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), geçen hafta içinde küresel enerjinin durumuna dair yeni raporunu yayımladı. Buna göre, petrol ve gaz talebi 2030’lardan sonra düşmek yerine, yüzyılın ortasına kadar artabilir. Bu “kötümser senaryoda” dünya iklim hedeflerine ulaşmaktan ziyade 3 derecelik ısınmaya doğru ilerleneceği öngörülüyor. Bunun nedeni olarak da hükümetlerin mevcut iklim politikalarını geliştirmemesi, temiz teknolojilere geçişte karşılaşılacak engeller ve yeni teknolojilerin (özellikle elektrikli araçların) beklenenden daha yavaş yayılması
gösteriliyor.

IEA’ya göre, ABD’deki yeni politikalar nedeniyle gaz arzı da talebi de artacak. Bunun nedeni, düşük gaz fiyatı beklentileri, tüketici ve ihracat desteği. Dünyanın hangi iklim hedeflerine ulaşabileceği, önümüzdeki yıllarda hükümetlerin vereceği kararlara bağlı olacak. Ancak IEA’nın her senaryosunda yenilenebilir enerji, özellikle güneş, en hızlı büyüyen enerji kaynağı olmaya devam ediyor. Ayrıca nükleer enerjinin de yeniden rağbet göreceği öngörülüyor.

2035’e kadar enerji tüketimi özellikle güneş potansiyeli yüksek bölgelerde artacak. Bu nedenle dünya ikliminin geleceği, yükselen ve gelişmekte olan ülkelerin siyasi kararlarına bağlı olacak.

BM’nin ekim ayında yayımladığı bir rapora göre, son on yılda ormansızlaşma dünyanın bütün bölgelerinde yavaşladı. Bu bir ilerleme sayılır, ancak ormansızlaşmanın sona erdiği anlamına gelmiyor. Bugün dünya üzerinde 4 milyar hektardan fazla orman var. Bu, kara yüzeyinin yaklaşık üçte birine karşılık geliyor. Dünya ormanlarının yarısı sadece beş ülkede; Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin. Ormanların neredeyse yarısı tropik bölgelerde bulunuyor. Bu da konferansın Belém’de yapılmasının önemli nedenlerinden biri.

2015–2025 arasında 6,8 milyon hektar yeni orman oluştu, 10,9 milyon hektar kaybedildi. Yani kayıp hâlâ kazançtan fazla.

Konferansa ev sahipliği yapan Brezilya hafta içinde yeni bir fon oluşturduklarını açıkladı. Bu fon, özel yatırımcıların desteğiyle ormansızlaşmaya karşı finansal teşvikler sağlayacak. Norveç ve Portekiz dahil bazı ülkeler milyarlarca dolarlık destek sözü verdi. Brezilya hükümeti 10 milyar dolar toplamayı hedefliyor. Bu fon, ormansızlaşmayı durdurma mücadelesinin sadece bir parçası. Daha fazla iklim korumasının şart olduğu biliniyor. Çünkü kuraklık ve sıcaklık ormanlara ciddi zarar veriyor. Son verilere göre tarım tek sorun değil. Özellikle orman yangınları giderek daha büyük bir tehdit haline geldi.
Global Forest Watch raporuna göre tropik bölgelerde geçen yıl ormansızlaşmanın bir numaralı nedeni orman yangınlardı.

Her iklim zirvesinde olduğu gibi Belém’de para önemli bir rol oynuyor. Katılımcı ülkeler temel hedef olarak 2035’e kadar her yıl en az 300 milyar dolar iklim finansmanı sağlamayı kabul etmiş durumda. Ancak bu miktar yeterli değil, dört katından fazlasının toplanması gerekiyor. Beklenti bu paranın özellikle özel sektörden gelmesi.

Azerbaycan ve Brezilya bunun için bir yol haritası sundu. Bu hedefin ulaşılır olup olmadığı konusunda da henüz bir fikir birliği yok. Hükümet ve devlet başkanlarının katılımı ile devam eden konferans 21 Kasım'da sona erecek.